Tek oğlu bulunan varlıklı bir çiftçi yaşlanıp yatağa düşer ve oğluna vasiyetini söyler: Yatağın altında, içi altın dolu iki tane kese var. Bunlardan biri senin, diğerini de memleketin en büyük eşkıyasını bulup ona vereceksin. Sebebini sorma, vasiyetim böyledir! Yaşlı adam bir kaç gün sonra ölür. Oğlu, memleketin en büyük eşkıyasını bulmak için ülkeyi dolaşmaya başlar. Fakat nereye gitse, hangi eşkıyayı sorsa, ondan daha da namlısı, kanlısı, belalısı olduğunu öğrenir ve bu şekilde aylarca dolaşır. Nihayet, ülkenin yol vermez dağlarla çevrili bir kösesinde öyle bir eşkıyanın adını işitmişki Allah böylelerinin şerrinden saklasın, köylüler korkularından ismini bile fısıldayarak söylermiş. Hükmettiği dağların yamaçları onun öldürdüğü insanların cesetleriyle doluymuş. Bizim delikanlı “yedi dağın eşkiyası”nın namını dinleyince “bundan daha canavarı olamaz” deyip, eşkıyanın yaşadığı en büyük dağa doğru yola çıkmış. Kışın ortasında dağa vardığında eşkıyanın adamları “Tek başına bu dağda ne gezersin bre ahmak?” delikanlıyı esir almışlar. Delikanlı “ağanıza bir hediye getirdim” deyince onu yedi dağın eşkıyasının karşısına çıkarmışlar. Eşkıya hakikaten dedikleri kadar varmış. Delikanlı cesaretini toplayıp babasının vasiyetini anlatmış ve koynundan kesenin birini çıkarıp yedi dağın eşkıyasına uzatmış:……….DEVAMINI GÖRMEK İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYINIZ)
Tek oğlu bulunan varlıklı bir çiftçi yaşlanıp yatağa düşer ve oğluna vasiyetini söyler: Yatağın altında, içi altın dolu iki tane kese var. Bunlardan biri senin, diğerini de memleketin en büyük eşkıyasını bulup ona vereceksin. Sebebini sorma, vasiyetim böyledir! Yaşlı adam bir kaç gün sonra ölür. Oğlu, memleketin en büyük eşkıyasını bulmak için ülkeyi dolaşmaya başlar. Fakat nereye gitse, hangi eşkıyayı sorsa, ondan daha da namlısı, kanlısı, belalısı olduğunu öğrenir ve bu şekilde aylarca dolaşır. Nihayet, ülkenin yol vermez dağlarla çevrili bir kösesinde öyle bir eşkıyanın adını işitmişki Allah böylelerinin şerrinden saklasın, köylüler korkularından ismini bile fısıldayarak söylermiş. Hükmettiği dağların yamaçları onun öldürdüğü insanların cesetleriyle doluymuş. Bizim delikanlı “yedi dağın eşkiyası”nın namını dinleyince “bundan daha canavarı olamaz” deyip, eşkıyanın yaşadığı en büyük dağa doğru yola çıkmış. Kışın ortasında dağa vardığında eşkıyanın adamları “Tek başına bu dağda ne gezersin bre ahmak?” delikanlıyı esir almışlar. Delikanlı “ağanıza bir hediye getirdim” deyince onu yedi dağın eşkıyasının karşısına çıkarmışlar. Eşkıya hakikaten dedikleri kadar varmış. Delikanlı cesaretini toplayıp babasının vasiyetini anlatmış ve koynundan kesenin birini çıkarıp yedi dağın eşkıyasına uzatmış:……….DEVAMINI GÖRMEK İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYINIZ)